Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yerel Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Recep Karagöz

Mazlumun Yerine Makbul Mağdur

 

“Bir nesli susturmak, bir ülkenin hafızasını silmektir.” // Mehmet Akif Ersoy

 

Bir zamanlar zalime karşı mazlumdan yana duran sivil toplum, bugün devletin rızasını üretir hale geldi. Türkiye’de hak mücadelesi yerini meşruiyet onayına, adalet dili yerini sessizliğe bıraktı.

Kayıp Hafıza: Hak Mücadelesinin Sessiz Çocukları

Türkiye’de yeni kuşaklar, hak mücadelesiyle değil, sessizlikle büyüyor. 90’ların cesur insan hakları kuşağından bugünün apolitik gençliğine uzanan çizgi, yalnızca bir kuşak farkı değil; susturulmuş bir hafızanın hikâyesi.

Unutulmuş Cesaretin Kuşağı

Bir zamanlar bu ülkede, kim olursa olsun zalime karşı, kim olursa olsun mazlumdan yana durmak bir ilkeydi.

Savaşın ortasında, gözaltı merkezlerinin önünde, işkencehanelerde, faili meçhullerin karanlığında vicdanlar örgütlenirdi.

O yılların insan hakları mücadelesi, ne fonla ne de PR’la yürürdü; kalemle, sesle ve cesaretle yürürdü.

Ben de o dönemde, Avrupa’da HDR’de, Türkiye’de ise MAZLUMDER’de görev yapmış biri olarak, adalet savunucusu bir kuşağın içinde yer aldım. Dinine, kimliğine, inancına bakmadan her mazlumun yanında durmanın insani onurunu yaşadık.

Bugün o dönemin kurumlarına bakıyoruz:

Ya kapatılmışlar, ya kayyumla teslim alınmışlar, ya da kimliksiz bir konfora sürüklenmişler.

Mazlumun yerini “makbul mağdur”, hak mücadelesinin yerini “meşruiyet onayı” almış durumda.

Yeni Kuşak: Bilinçli Sessizlik, Sessiz Bilinç

Bugünün gençliği hak mücadelesinden çok, kişisel alanını korumanın peşinde.

Sokakta değil, sosyal medyada direnen; örgütlenmektense yalnız kalmayı seçen bir kuşak.

Ama bu sessizlik, yozlaşmış siyaset diline, güven kaybına ve temsil krizine karşı sessiz ama derin bir reddiye, bir protesto.

Yeni kuşak, adalet arayışını geleneksel “hak örgütleri” içinde değil, bireysel duyarlılıklarda sürdürüyor.

Bir genç, tweet atarak, dijital bir imza kampanyasına katılarak veya kendi çevresinde “küçük bir adalet alanı” kurarak mücadele veriyor.

Belki örgütsüz, ama bütünüyle umutsuz değil.

Bu sessizliğin içinde, yeni bir vicdan dili filizleniyor.

Sivil Toplumun Krizi ve Devletin Gölgesi

Türkiye’de sivil toplum artık sivil değil.

İktidarın gölgesi hem finansmanı hem söylemi belirliyor.

Bir dönem devletin zulmüne rağmen hakikati haykıran kurumlar, bugün aynı devletin onay mekanizmasının parçası haline getirildi.

MAZLUMDER bunun en çarpıcı örneği.

Bir zamanlar “Kim olursa olsun zalime karşı, kim olursa olsun mazlumdan yana” şiarıyla hareket eden bu örgüt, 2017’de kayyum eliyle susturuldu.

O kayyum ataması sadece bir kurumsal müdahale değil; adil vicdanın tasfiyesiydi.

Hakikatin yerine biat, adaletin yerine sadakat konuldu.

Bir zamanlar işkence mağdurlarının, Kürtlerin, Alevilerin, başörtülülerinin hakkını birlikte savunan o insan hakları damarı, sistematik olarak kurutuldu.

İHH ve benzeri muhafazakâr yardım örgütleri ise başka bir yoldan aynı sonuca ulaştı:

İktidarın dış politika aygıtına dönüştüler.

Gazze için ağlayan ama Türkiye’deki mazlum sessizliklerine sağır kalan bir devlet hayırseverliği ortaya çıktı.

Yardım ahlakı, siyasal meşruiyet aracına dönüştü; insani dayanışma, iktidar sadakatine bağlandı.

Bugün hâlâ “hak”, “adalet”, “özgürlük” diyenlerin sesi bu yüzden zayıf:

Çünkü en gür çıkması gereken yerler, devletin rüzgârında sessizleşti.

Ve bu sessizlik, yeni kuşakların vicdanında büyük bir boşluk yarattı.

Yeni Bir Dil, Yeni Bir Cesaret

Türkiye’nin yeniden hakikate, adalete ve insana dönmesi için önce bu hafızayı canlandırmak gerekiyor.

Yeni kuşak, sivil toplumun değil; vicdanın yeniden kurucusu olmalı.

Her devrin muktedirleri değişir, ama mazlumun dili aynı kalır.

Biz o dili yeniden duymadıkça, ne demokrasi ayağa kalkar, ne de adalet nefes alır.

SON SÖZ:

Bu ülke, korkunun değil cesaretin omuzlarında yükselir.

Yeni kuşaklar o cesareti miras değil, yeniden inşa edecek.

Ve belki o gün, susturulmuş hafızamız nihayet konuşacak.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments