Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yerel Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fuat Keskin

Kardeşlik Köprüleri: Çaycuma’dan Gagavuzya’ya Uzanan Bağ

 

“Kardeşlik, sınırları kaldıran en güçlü köprüdür.”

Çaycuma yine tarihi bir güne tanıklık etti. Belediye Meclisi Salonu’nda atılan imzalarla artık Moldova’nın Gagavuzya Özerk Bölgesi’ne bağlı Tülüköy ile resmen kardeş kent olduk. Bu sadece bir protokol değil; uzun zamandır kenarda kalan bir hafızanın yeniden hatırlanmasıdır.

Gagavuzya: Unutulmuş Bir Akrabalığın Hatırlanışı

Bugün çoğumuzun haritada yerini bulmakta zorlanacağı Gagavuzya, aslında bizim için uzak değil, öz kardeş coğrafyadır. Hristiyan inancını taşısalar da Türk kimliklerini yüzyıllar boyunca koruyan Gagavuz halkı, dilde, kültürde ve gelenekte bize en yakın topluluklardan biridir. Tülüköy ile imzalanan bu kardeşlik, sadece iki belediye arasındaki resmi bir ilişki değil; ayrılan yolların yeniden buluşmasıdır.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Gagavuzya

Gagavuzlar, Oğuz Türklerinin torunları… Yüzyıllar boyunca Tuna boylarında, Dobruca’da, Besarabya’da varlıklarını sürdürdüler. Osmanlı döneminde Balkanların sadık bir topluluğu olarak anıldılar; vergilerini verdiler, asker oldular, köylerini yaşattılar. Fakat Osmanlı’nın çekilişiyle birlikte kaderleri de savruldu. Bir kısmı Rus Çarlığı’na, sonra Sovyetler Birliği’ne kaldı.

Cumhuriyet kurulduğunda ise Türkiye, Batı’ya yönelen politikaları gereği Gagavuzya’ya yeterince el uzatamadı. Lozan sonrası “azınlıklar” tartışmasında Rum, Ermeni, Yahudi toplulukları öne çıkarken; uzak diyarlarda Türk kimliğini yaşatan Gagavuzlar hep gölgede kaldı. Oysa dillerinde hâlâ Anadolu’nun eski Türkçesi çınlıyor, geleneklerinde bizim köy düğünlerimiz yankılanıyor.

Benim için Gagavuzya sadece kitaplardan okunan bir tarih değil. Avrupa’da bulunduğum yıllarda, özellikle Sovyetler’in dağılma sürecinde Türk Dünyasına yönelik yürüttüğümüz faaliyetler sayesinde bu coğrafyayı yakından tanıma imkânı buldum. Gagavuz aydınlarıyla sohbet ettim, onların hem kimliklerini koruma mücadelesine hem de kültürlerini yaşatma çabasına tanıklık ettim. O yüzden bugün Tülüköy ile atılan kardeşlik imzası, benim hafızamda yarım kalmış bir yolculuğun da tamamlanmasıdır.

Kimlik Mücadelesi

Gagavuzların hikâyesi sadece bir tarih değil, aynı zamanda bir kimlik mücadelesidir. Sovyet yıllarında dillerini kaybetmemek için büyük direnç gösterdiler. Rusça baskısına rağmen çocuklarına Gagavuzca ninniler söylediler. Kimi zaman “Slav mısınız, Türk müsünüz?” sorusuyla sıkıştırıldılar. Onlar ise “Biz Gagavuzuz, Türk’üz” demeyi sürdürdüler.

Bugün bağımsız Moldova içinde özerk bir bölgeleri var. Bu özerklik onların kimliğini koruma mücadelesinin bir kazanımıdır. İşte Çaycuma ile Tülüköy arasındaki kardeşlik, bu kimlik mücadelesine verilmiş bir destek anlamına da geliyor.

Tülüköy’den Çaycuma’ya Uzanacak Kültür ve Dayanışma

Kardeş şehir bağları çoğu zaman “turizm, ticaret ve kültür” başlıklarıyla anılır. Oysa Tülüköy ile kurduğumuz ilişki, bundan çok daha ötesini vaat ediyor. Bir halkın tarihsel hafızasında silinmeye yüz tutmuş kardeşlik duygusunu yeniden canlandırmak, gençlerimizin ufkunu açmak, birbirimizi yeniden tanımak anlamına geliyor. Çaycuma’daki öğrencilerimizin Gagavuzya’daki yaşıtlarıyla buluştuğunu, birbirlerinin türkülerini söylediğini, oyunlarını oynadığını hayal edin. İşte asıl kardeşlik budur.

Bir Hoşgörü Çağrısı

Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın törendeki sözleri bu işbirliğinin ruhunu en iyi şekilde özetliyordu: “Türkiye’de ve dünyada hoşgörü ikliminin oluşmasına katkı sunmak istiyoruz.” Bugün dünyamızın en çok ihtiyaç duyduğu şey, tam da bu: Hoşgörü. Gagavuzya’dan Tülüköy’le kurduğumuz kardeşlik, bize “farklılıkların düşmanlık değil zenginlik” olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Kardeşlik Siyasetten Büyüktür

Tülüköy ile imzalanan protokol, Türkiye’nin yüzünü uzun zamandır ihmal ettiği bir coğrafyaya dönmesi bakımından stratejik öneme sahip. Balkanlardan Kafkasya’ya uzanan Türk dünyasının kalbinde atılan bu imza, küçük bir belediye salonundan çok daha geniş yankılar uyandıracak kadar anlamlıdır.

Sonuç Yerine

Kardeşlik, büyük nutuklarla değil; küçük adımlarla, samimi bağlarla kurulur. Çaycuma’dan Tülüköy’e uzanan bu yeni yol, geçmişte ihmal edilmiş bir kardeşliğin yeniden keşfidir. Artık bize düşen görev, bu bağı canlı tutmak; imzaları, gerçek hayatta paylaşılan dostluklara dönüştürmektir. Çünkü kardeşlik, ancak yaşanırsa anlam kazanır.

Benim gençlik yıllarımda Avrupa’da, Türk Dünyasına yönelik yürüttüğümüz faaliyetlerde tanıdığım o coğrafya ve Gagavuz kardeşlerimiz, bugün Çaycuma’da resmi bir imzayla yeniden hayat buldu. Yıllar önce gönülden kurduğumuz bağların, şimdi belediye meclisinde resmileştiğine tanıklık etmek, benim için hem kişisel bir sevinç hem de tarihsel bir tamamlanma duygusu oldu.

Ve teşekkürler… Belediye Başkanımız Bülent Kantarcı’ya. Çünkü onun imzası, sınırları aşan bir dostluğun, dillerin ve gönüllerin buluştuğu bir şiire dönüştü.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments