LGS Sonuçları Eğitimdeki Eşitsizlikleri Bir Kez Daha Gözler Önüne Serdi
Eğitim Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan 2025 LGS sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamada, sınav sisteminin eğitimdeki yapısal krizleri ve derin eşitsizlikleri yansıttığını belirtti. Akyol, yüz binlerce öğrenciyi sıralayan ve eleyen bu sistemin, çocukların gelişimini ve eğitimde hakkaniyeti sağlamadığını vurguladı.
Akyol’a göre LGS, toplumsal eşitsizliklerin yeniden üretildiği ve bölgesel, sınıfsal, kültürel farkların sınav puanlarıyla normalleştirildiği ideolojik bir araç. Sınavın, eğitimin piyasacı, performans odaklı ve seçici yapısını ortaya koyduğunu ifade eden Akyol, nitelikli eğitime erişimin özel ders ve kurs gibi ek maliyetlere bağlı hale gelmesinin yoksul aileleri sistem dışına ittiğini dile getirdi.
Sınavın Psikolojik Yıkımı ve Güven Sorunu
İsmet Akyol, LGS’nin 13-14 yaşındaki çocuklar üzerinde yarattığı psikolojik yıkıma dikkat çekerek, öğrencilerin “başarılı” ya da “başarısız” olarak etiketlenmesinin pedagojik ve insani açıdan yanlış olduğunu savundu. Eğitimin sıralama değil gelişim, yarış değil dayanışma üzerine kurulması gerektiğini belirtti.
Ayrıca, sınavın öğretmenler ve okullar üzerinde performans baskısı oluşturduğunu, dezavantajlı okulların “başarısızlıkla” yaftalandığını ifade etti. Her yıl tam puan alan öğrencilerin haber yapılmasının, eğitimdeki eşitsizlikleri perdeleme aracı olarak kullanıldığını belirten Akyol, sınavın adil, şeffaf ve denetlenebilir olmadığına dair artan güvensizliğin şaibe ve kopya iddialarıyla daha da büyüdüğünü söyledi. Özellikle tam puan alanların belirli okullarda yoğunlaşması iddiasının, sisteme olan inancı zedelediğini vurguladı.
Eğitim Sen’den LGS’nin Kaldırılması Talebi
Eğitim Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol, açıklamasında taleplerini şu şekilde sıraladı:
- LGS kaldırılmalı, yerine öğrencilerin çok yönlü gelişimini esas alan, rehberlik temelli bir yerleştirme modeli oluşturulmalı.
- Tüm çocuklar için parasız, kamusal ve nitelikli eğitim sağlanmalı, özel okul teşvikleri yerine devlet okullarına yatırım yapılmalı.
- Eğitimde bölgesel ve sınıfsal eşitsizlikleri ortadan kaldıracak adımlar atılmalı, öğretmen atamaları, okul donanımları ve müfredat eşitlik temelinde yeniden düzenlenmeli.
- Sınav ve başarı merkezli anlayış terk edilmeli, eğitim süreci bir rekabet alanı değil, hak alanı olarak kurgulanmalı.
- Eğitim politikaları, öğrenci, öğretmen ve velilerin aktif ve demokratik katılımıyla şekillendirilmeli, karar alma süreçlerinde eşit temsil güvence altına alınmalı.
Akyol, eğitimde gerçek bir dönüşümün, sınav tarihlerinin değil, eğitimin yapısal niteliğinin değiştirilmesiyle mümkün olduğunu belirterek, “Çocukları yarıştırmayın; birlikte öğrenen, birlikte gelişen bir modelin önünü açın!” çağrısıyla sözlerini tamamladı.
